13.06.2018

Antalya İl Müftümüz Osman ARTAN'ın Ramazan Bayramı Mesajı

Oruçla, teravih namazıyla, okuduğumuz, dinlediğimiz ve hayatımıza rehber edindiğimiz Kuran’la hemhal olarak geçirdiğimiz bir Ramazan Ayını daha geride bırakmış olmanın hüznünü; sevgimizi, umutlarımızı, kardeşlik ve dostluğumuzu, mutluluğumuzu ve kederlerimizi paylaşma, bütün bir toplum olarak kaynaşma günü olan ramazan bayramına ulaşmanın huzur ve sevincini bir arada yaşıyoruz.

Bu ayda orucun derin manevi eğitimini, sahur ve iftarın bereketini, teravihin coşkusunu ve Kur’an tilavetinin kalbimizde huşu uyandırmasının sevincini derinden hissederek gönüllerimizi coşturup maneviyatımızı kuvvetlendirdik. Camilerimiz, cemaatle kılınan namazlarla ayrı bir canlılık kazandı. Ellerimiz her zamankinde daha çok iyiliğe açıldı. Fakirleri, kimsesizleri gözeterek, kimsesizlerin kimsesi olmaya çalıştık, düşkünlere yardım ederek yardımlaşmanın ve dayanışmanın, hayırda yarışmanın, yaraları sarmanın, insanların derdiyle dertlenmenin en güzel örneklerini sergiledik.

Bu vesileyle hikmet gözüyle iç dünyamıza bir yolculuk yapıp, kendimizi sorgulayıp özeleştiri yapmak suretiyle  günah, çirkin ve kötü olan her şeyi geride bırakarak; inanç, ibadet ve ahlakın güzelliklerini birleştirerek dindarlığımızı daha da derinleştirme fırsatı yakalayarak, hem bireysel hem de toplumsal anlamda bunun ortaya çıkardığı güzellikleri ve iyilikleri yakinen müşahede ettik ve aynı zamanda paylaşma, hayırda yarışma sorumluluklarımızı yerine getirmenin huzurunu yaşadık. Sadece midemizle değil, zihnimizle, duygu ve düşüncemizle de oruç tutarak iradelerimizi eğittik.

O'nun rızasına uygun olmayan davranışlarımızı da terk ederek üzerimizdeki manevi kirlerden arınma gayretinde olduk. Fitre ve zekâtlarımızı vererek Ramazan ayında kazandığımız güzel hasletleri ve yerine getirmeye çalıştığımız ibadetleri, ramazandan sonra da devam ettirmeliyiz. Çünkü dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen dinimizin emir ve yasakları sadece bu aya mahsus olmayıp, hayatımızın her anında uygulanması gereken prensiplerdir. İşte bunun için, Müslümanın ibadeti ve iyiliği belirli bir zaman ve mekânla sınırlı kalmayıp, süreklilik arz etmesi gerekir. "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et" ayeti de işte bu gerçeğe işaret etmektedir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, "Allah'ın en çok sevdiği ibadet, az da olsa devamlı olanıdır" buyurmuştur.

Bayramlar, her yıl gelip geçen sıradan günler olmaktan öte, dargınlık ve kırgınlıkların giderildiği, barış, sevgi ve esenliğin dalga dalga toplumun bütün kesimlerine yayıldığı zaman dilimleridir.

Yine "Ben'i" "Biz" yapan yüce dinimizin rahmet kaynaklı çağrısına kulak verilip, yanı başımızdakinin fark edildiği ve gözetildiği, toplumda açılan sosyal yaraların sarıldığı, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın yeniden güç kazandığı çok özel günlerdir.

Varlık sebebimiz ve hayır dualarına her zaman muhtaç olduğumuz anne ve babalarımızı, aile büyüklerimizi, akraba ve komşularımızı bugünlerde ziyaret etmeli, çocukları sevindirmeliyiz. Hastalarımızı, huzur evlerindeki yaşlı vatandaşlarımızı, öksüz, yetim ve engelli kardeşlerimizi ve onlara karşı sorumluluklarımızı hatırlamalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin, gönül coğrafyamızın, güzel Antalya’mız ve İslâm âleminin mübarek Ramazan bayramlarını en içten duygularla tebrik ediyorum. Vatan savunmasında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize rahmet, acılı ve kederli ailelerine ve aziz milletimize bir kez daha sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum. Bayramın ülkemizde güven ve huzur ortamının kalıcı hale gelmesine; son yıllarda bayramlara hep buruk giren İslam dünyasında barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesine; insanlığın barış, huzur ve adaletine vesile olmasını Yüce Allahtan niyaz ediyorum.