26.10.2020

2020 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı Ankara’da yapıldı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Hazreti Peygamberin veladeti münasebetiyle düzenlenen 2020 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın açılış programı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Ankara’da yapıldı.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda konuşan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş  ve ekibini Mevlid-i Nebi Haftasını başta Türk milleti ve tüm insanlık için öğretici bir fırsata, tefekkür ve teneffüs imkanına tahlil ettikleri için tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam aleminin, çarşambayı perşembeye bağlayan gece ulaşacağı Mevlid Kandili'ni de tebrik ederek, "Rabbim bu gece hürmetine yaptığınız duaları, kıldığınız namazları, hayır ve hasenatınızı dergahı izzetinde kabul buyursun. Yüce Allah bizleri, kardeşin kardeşi, ananın evladını tanımayacağı ruz-i mahşerde işte bugün burada olduğu gibi Peygamber Efendimizin livaül hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplanan takva sahiplerinden eylesin. Rabbim hepimizi Hazreti Nebi'nin şefaatine nail olanlardan eylesin" dedi.

Erdoğan, aileden başlayarak toplumda iyiliğin, güzelliğin, İslam'i ve insani değerlerin yaygınlaşması için çaba harcadıklarını, özellikle gençleri, çocukları en güzel şekilde yetiştirmenin mücadelesini verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet olarak bir dönem çocuklarımıza dinimizi hakkıyla öğretememenin, kendi kültür ve geleneklerimizle yetiştirememenin sıkıntısını çok çektik. Camilerin emlak niyetine satıldığı, ibadethanelerin ahıra çevrildiği, Kur'an kurslarının kapatıldığı günlerimiz oldu. Kuran'ı Kerim'in tren vagonlarında, ahırlarda, derme çatma binalarda gizli saklı şekilde öğretildiği süreçlerden geçtik. Milletin desteğiyle, duasıyla, parasıyla kurulan Kur'an kursları, imam hatip okullarımızın kapısına kilit vuruldu. Üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle, bu ülkede 'Allah ve ahlak' demenin yasak olduğu zorlu, sıkıntılı, utanç verici dönemler yaşadık" diye konuştu.

Son 18 yılda attıkları kararlı adımlarla sadece bu faşist zihniyeti tasfiye etmekle kalmadıklarını, aynı zamanda 15-20 sene önce hayal dahi edilemeyen birçok reformu hayata geçirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katsayı, okul katkı puanı gibi engelleri ortadan kaldırarak, her öğrencinin eşit şartlarda yükseköğrenime geçişini sağladıklarını kaydetti.

“Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi gibi dersleri seçmeli şekilde öğrencilerin istifadesine sunduk”

Erdoğan, "Okul kapılarında yavrularımızın çıkışlarını, kızlarımızın çıkışlarını bekledik. İçimizde birçok anne herhalde bu sıkıntıyı yaşadı. Aynen bizler de bunları yaşadık. Ama daha sonra bahar iklimi geldi ve bunlardan sıyrıldık." ifadesini kullandı.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarırken, "4+4+4" sistemiyle de meslek liseleri ve imam hatip okullarına yapılan haksızlığa son verdiklerine işaret eden Erdoğan, ortaokuldan itibaren Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Arapça gibi dersleri seçmeli şekilde öğrencilerin istifadesine sunduklarına değindi.

Erdoğan, bugün isteyen her öğrencinin, erken yaşlarda öğrenilmesi daha kolay olan Kur'an-ı Kerim'i artık okullarda özgürce öğrenebildiğini, dileyen her öğrencinin Peygamber'in hayatını öğrenme imkanı bulduğunu aktardı.

Bir dönem öğrenci sayısı 60 binlere kadar düşen imam hatip okullarında şu anda 1 milyon 300 bin civarında öğrencinin eğitim-öğretim gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaz Kur'an kurslarından da faydalanan öğrenci sayısının da giderek yükseldiğini, dini değerleri ve İslam tarihini anlatan yenilikçi projeleri teşvik ettiklerini anlattı.

"Cahiliye toplumunu, tüm insanlığa örnek gösterilecek seviyeye yine o taşıdı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Muhammed'in bir yetim ve öksüz olarak, en çok da çocukların peygamberi, sadece torunları Hasan ile Hüseyin'in değil, Medine ve Mekke'deki bütün çocukların sevgilisi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir cahiliye toplumunu, tüm insanlığa örnek gösterilecek seviyeye yine o taşıdı. Cömertlik, tevazu, muhabbet, uhuvvet, cesaret, ahlak, şefkat, merhamet, adalet, anne babaya hürmet gibi insanın özüne ait bütün iyi hasletleri bize hep sevgililer sevgilisi Peygamberimiz öğretti. Peygamber efendimizin hayatında ne bizim çocuklarımız ne de başka dinlere mensup dinlerin çocukları için bir tek olumsuz an, bir tek olumsuz sahne görmek mümkün değildi. Kendi çocuklarımız gibi dünyadaki bütün çocukları da böyle güzel bir örnekten, böyle güzel bir hayatı öğrenmekten mahrum etmemeliyiz. Mevlid-i Nebi Haftası'nın bu anlamda hayırlara, yeni ve özgün çalışmalara vesile olmasını diliyorum."

“İslam alemi gerçekten sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor”

İslam dünyasında yaşanan sorunlara işaret eden Erdoğan, "Bizleri asıl endişeye sevk eden, yüreklerimizi asıl dağlayan başta gönül coğrafyamız olmak üzere Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir. İslam alemi gerçekten sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor. Zulmün, terörün, işkencenin ve daha nice dinimizce ve Peygamberimizce yasaklanmış fiilin her gün, her an işlendiği bir dönemin içindeyiz" dedi.

Erdoğan, asırlar boyunca barışla, ilimle, hikmetle anılan İslam beldelerinden bugün göğe ezan seslerinin değil, anaların feryatlarının, çocukların çığlıklarının bombalarla enkaza çevrilen camilerin dumanlarının yükseldiğini söyledi.

Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin'de zulmün, Arakan'da şiddetin, Türkistan'da baskının, Irak ve Afganistan'da terörün can almaya devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Sırf Müslüman oldukları için öldürülen, evlerinden, yurtlarından kovulan yüz binlerce Müslüman kardeşimiz var. Misyonerler tarafından din değiştirmeye zorlanan, evlatları kendilerinden koparılan milyonlarca Müslüman, etnik ve dini kimliğinden dolayı şiddet gören, baskı gören, ayrımcılığa uğrayan milyonlarca kardeşimiz var" diye konuştu.

"Buradan dünya liderlerine sesleniyorum"

Fransa'da ve Almanya'da yaşananların bütün dünyanın gözü önünde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Batı, özellikle Hristiyan dünyasına sesleniyorum, Musevilere sesleniyorum, her şeyden önce insanız. İnsan olarak bizim dinimizde Hristiyan olmak suç değildir. Biz ona da sahip çıkıyoruz. Aynı şekilde Musevi'ye de sahip çıkıyoruz. Gelin, Fransa'da eğer Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığının adeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğine dikkati çekerek, Müslümanlara ait iş yerlerinin, evlerin, ibadethanelerin, okulların hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların saldırısına maruz kaldığını söyledi.

“Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları sakın almayın”

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şimdi ben, buradan milletime sesleniyorum. Nasıl ki Fransa 'Türk markalı mal satın alınmayın' diyorsa ben de şimdi buradan milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları sakın almayın. Düşünebiliyor musunuz? Müslüman kadınlar, kılık kıyafetlerinden dolayı sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete ya da fiili tacize uğruyor. Müslüman çocukların hiç olmadık bahanelerle eğitim, öğretim hakları ellerinden alınıyor. Gün geçmiyor ki Müslümanlara ait bir ibadethaneye, mescide, derneğe yapılan saldırı haberini almayalım. Son olarak Almanya ve Avustralya. Daha önce Avustralya'da büyük bir felaketi görmüştük. Şimdi yine ibadethanelere, oralarda saldırı gördük. Aynı şeyi, Almanya'da gördük. Ben buradan, Şansölye Merkel'e de sesleniyorum, hani sizde dini özgürlük vardı? Hani sizde, din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı. Peki bir sabah namazında nasıl oluyor da 100'ü aşkın polis, camiye saldırıyor? Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye'den duydunuz mu? Hayır. Niye? Çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var. Ama bunlarda bu yok."

"Avrupalı Müslümanlar planlı bir şekilde kandan ve şiddetten beslenen yapıların kucağına itiliyor"

2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'daki Musevilere karşı yürütülen linç kampanyasının bir benzerine bugün Müslümanların maruz kaldığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupalı Müslümanlar bilinçli, planlı, kasıtlı bir şekilde kandan ve şiddetten beslenen yapıların kucağına itiliyor. Kardeşlerim, Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde, günümüzü tasvir edercesine şöyle buyuruyor; 'Öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı davranıp Müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.' Fransa başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde şahit olduğumuz manzara işte budur.

Açıkça söylüyorum, günümüzde Batı'da Müslüman olmak, Müslümanca yaşamak İslam'a göre hayat sürmek giderek imkansız hale geliyor. FETÖ gibi örgütler en üst düzeyde korunurken dininin gereğini yapmaktan başka gayesi olmayan samimi müminler dışlanmakta, ötekileştirilmektedir. Müslümanların canına kast eden grupların önü açılırken, meşru zeminde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları baskıya uğramaktadır."

Erdoğan, DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturasının İslam dinine ve müminlere kesilmeye çalışılarak, Müslümanlara yönelik kin ve nefret ikliminin körüklendiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Çocuklarımızın güvenli bir istikbale hazırlanması için çalışmalıyız”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise yaptığı konuşmada "2020 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası" etkinliklerinin "Peygamberimiz ve Çocuk" temasıyla yapıldığını belirtti.

Başkan Erbaş, fert ve millet olarak çocuklara karşı en temel sorumluluğun, onları hiçbir ayrım yapmadan en iyi şekilde yetiştirmek ve onlara güzel bir dünya bırakmak olduğunu ifade ederek, “Çocuklarımızın ihtiyaçları, sağlığı, eğitimi, himayesi, her türlü ihmal, istismar ve tehlikelerden korunması, güvenli ve huzurlu bir istikbale hazırlanması için hep beraber çalışmak zorundayız” dedi.

Her konuda olduğu gibi çocuğa yaklaşım noktasında da Hz. Peygamberin müminler için en büyük örnek olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Allah Resûlü, çocuklara yönelik her türlü şiddet, baskı, öteleme ve istismarın sıradanlaştığı bir cahiliye toplumunda, onların hakları ve iyiliği için büyük bir mücadele vermiştir. Cehaleti, taassubu ve önyargıları yıkarak kız-erkek ayrımcılığı yapmaksızın bütün çocuklara karşı adaleti, merhameti ve şefkatiyle bütün insanlık için rehber olmuştur. Onun ümmeti olarak bizler de Peygamber Efendimizin çocuklara yaklaşımını, getirdiği değerleri ve ölçüleri anlamak; onlarla kurduğu iletişimin ilke ve niteliklerini doğru bir şekilde tespit etmek ve çocuklarımızı bu doğrultuda yetiştirmek zorundayız” diye konuştu.  

“Çocuklarımızın, dinimizi ve değerlerimizi öğrenmelerine, yönelik programlar üretiyoruz”

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çocuklara yönelik hizmetlere özel bir ihtimam gösterdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

“Çocuklarımızın, dinimizi ve değerlerimizi öğrenmelerine, sosyal ve ahlakî gelişimlerine yönelik hizmetler ve programlar üretiyoruz.  Bu bağlamda; 4-6 Yaş Kur’an kurslarımıza her yıl ortalama 200 bin çocuğumuz kayıt yaptırmakta, 100 bine yakın çocuğumuz hafızlık kurslarında, 3 milyonu aşkın çocuğumuz Yaz Kur’an kurslarımız eğitim öğretim görmektedir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Bölgelerinde açtığımız Kur’an kurslarımızda da 60 bin civarında çocuğumuza eğitim vermekteyiz. Sosyal hizmet kurumlarındaki yavrularımıza ‘Etkinliklerle Değerler Eğitimi’ müfredatı ile rehberlik etmeye çalışıyoruz.”  

Başkan Erbaş, Bakanlıklar ve üniversiteler ile işbirliği içinde çocuğa yönelik şiddetle, ihmal ve istismarla mücadele; çocukları sanal tehditlerden ve bağımlılıktan koruma, çocuk yaşta evlilikleri, kız çocuklarına yönelik ayrımcılığı ve çocuk işçiliğini önleme gibi konularda toplumsal duyarlılığın arttırılması amacıyla pek çok seminer, konferans, eğitim ve etkinlik yaptıklarını kaydetti.

Milyonlarca çocuğa, mahremiyet bilinci, çevre ahlakı ve bağımlılıkla mücadele eğitimleri verdiklerini ifade eden Başkan Erbaş, “Yazımda kardeşlik var” projesiyle tatil ve etkinlik kamplarında ülkemizin doğu illerinden batı illerine, batı illerinden de doğu illerine binlerce çocuğumuzu taşıyarak buluşmalarını ve kaynaşmalarını sağlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Çocuklara yönelik Cim Dergisi’ni çıkardık”

Diyanet İşleri Başkanlığının çocuklara yönelik hazırladığı basılı ve görsel yayınlarla ilgili bilgi veren Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“40 yılı aşkın süredir kesintisiz devam eden yayınıyla ülkemizin  uzun soluklu ve ulusal ve uluslararası alanda iki defa “yılın en iyi çocuk dergisi” seçilen Diyanet Çocuk Dergisi ile dinimizi ve değerlerimizi çocuklarımıza eğlenceli bir şekilde öğretmeye çalışıyoruz. Geçen yıl müstakil bir Aile dergisi çıkarmaya başlamıştık. Bu yıl da iki yeni dergiyi çocuklarımız ve gençlerimizle buluşturduk. Bu Ekim ayı itibariyle birinci sayısını çıkardığımız, Elif-Ba’nın Cim harfine atfen Cim Dergisi’ni çocuklarımızla buluşturduk. Ayrıca gençlere yönelik “Geçerken” adlı dergiyi bu ay itibariyle gençlerimizle buluşturduk. “Geçerken güzel bir iz bırakmak için” sloganıyla gençlerimize hayatın anlamı üzerine rehberlik yapacağız. Çocukların Farklı yaş gruplarının gelişim özelliklerine uygun, birbirinden farklı türde 82 çeşit yayınımız bulunmaktadır. Engelli çocuklarımıza yönelik eğitim setleri ve materyalleri hazırlıyoruz. Ülkemiz dışında yaşayan dindaş ve soydaşlarımızın çocukları için 18 farklı dilde 98 çeşit eser yayınladık.   Diyanet Televizyonumuzda her gün 3 saat yayınlanan çocuk kuşağının geniş bir izleyici kitlesine sahip olduğunu memnuniyetle görüyoruz.” 

Hazreti Muhammed'i anlamak ve onun ashabının tanınması amacıyla hazırlanan "Karanlıktan Aydınlığa Asr-ı Saadet" radyo tiyatrosunun, yarından itibaren Diyanet Radyo ve Diyanet Risalet Radyo'da yayınlanacağını hatırlatan Erbaş, bu çalışmanın TRT desteğiyle çizgi film formatında da hazırlanacağını vurguladı.

"Çocukları mutsuz ve sahipsiz bir dünya nice güzellikten her daim mahrum kalır"

Başkan Erbaş, Erbaş, çocukların ötelendiği, ihmale ve istismara maruz kaldığı, temel haklarından mahrum edildiği, hatta sadece kız evlat olması nedeniyle ayrıma tabi tutulduğu bir çağın, merhamet ve insanlık sınavını kaybettiğini ifade ederek, "Çocukları mutsuz ve sahipsiz bir ev, şehir, ülke ve dünya rahmetten, bereketten ve nice güzellikten her daim mahrum kalır. Bunun için çocuklarımıza yönelik hizmetlerimize tüm hocalarımızla ve seferberlik ruhuyla devam edeceğiz" diye konuştu.

Hafta dolayısıyla 6-8 Kasım'da düzenlenecek Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu'nda, Kur'an'ın ışığında ve Hazreti Muhammed'in örnekliğinde çocuğun hakları, eğitimi, çocukla iletişim ve çocuğu kuşatan güncel sorunların ele alınacağını aktaran Başkan Erbaş, "Okullarda öğrencilerimiz arasında düzenlenen kompozisyon ve şiir yarışmalarıyla çocuklarımız hem Peygamberimizi yakından tanıyacak hem de Mevlid-i Nebi'nin heyecanını yaşayacaklar" ifadesini kullandı.

Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla hazırlanan "Karanlıktan Aydınlığa Asr-ı Saadet" radyo tiyatrosunun tanıtımı ile sinevizyon ve animasyon filmlerin gösterildiği programda, Başkan Erbaş tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, üzerinde hat sanatıyla "Ya Muhammed" yazılı Mekke ve Medine tasvirinin yer aldığı tablo hediye edildi.