11.01.2024

Müftü Yalçınkaya’dan Üç Aylar ve Regaib Kandili Mesajı.

Müftü Yalçınkaya’dan Üç Aylar ve Regaib Kandili Mesajı.

İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, Üç Aylar ve Regaib Kandili dolayısı ile bir mesaj yayınladı.

Müftü Yalçınkaya, mesajında şu ifadelere yer verdi;

ÜÇ AYLAR ve REGAİB KANDİLİ

Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, bizleri İslam’la şereflendiren, bizleri bu mübarek mevsimlere tekrar kavuşturan Cenab-ı Rabbil Alemin’e sonsuz hamd-ü senalar olsun.

Yolumuzu aydınlatan, وَمَا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمٖينَ ayetinde bildirildiği üzere bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) Efendimize sonsuz salat-ü selam olsun…(ENBİYA;107)

Allah’ın rahmeti, bereketi, inayet ve hidayeti üzerimize olsun…

Milletimizin galat-ı meşhur olmuş ifadeleri ile üç aylarımız, bu gece idrak ve ihya edeceğimiz Reğaib kandilimiz, karanlıklar içerisinde acılar çeken Filistin- Gazze başta olmak üzere, gönül coğrafyamıza, Alem-i İslam’a huzur, barış getirmesini niyaz ediyorum…

Şüphesiz insan için en değerli mefhumlardan birisi de zamandır. Zaman kavramı, yaratılmış varlıkların "ömür"lerini içinde yaşadıkları bir süreçtir. Her şey zaman içinde var olmakta, gelişmekte ve yine zaman içinde yok olmaktadır. İnsan hayatında önemli bir yere sahip olan ilim, amel, servet ve diğer birçok değer, zaman içinde elde edilebilmektedir. Zamanı, gerektiği şekilde değerlendirebilenler hem dünyada hem de ahirette huzuru yakalayacaklardır.

Soyut bir kavram olan zamanın insanlar tarafından algılanabilmesi, bizzat zaman içinde meydana gelen birtakım olayların esas alınması ile gerçekleşe­bilmektedir. Bu yolla insan, belli zaman dilimlerini isimlendiıme imkanını elde etmiş, "önce"yi ve "sonra ''yı , "geçmiş"i ve "gelecck"i tasavvur edebilmiştir.

Hani ‘üç günlük dünya’ derler… Gerçekten de ömür üç gündür… Dün, bu gün ve yarın… Dün, geçti gitti… Mazidir, geri gelmez… Yarın ise meçhul… Çıkıp çıkamayacağını kimse bilmiyor… Ne olacağımız belli değil… Elimizde kaldı, sadece bu gün… O halde, bu günü iyi değerlendirmemiz lazım…

Her dinin, milletin kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün ya da ayları vardır. Yüce Dinimiz İslam'da da bu tür gün, gece ve aylar vardır.

Cuma gününden itibaren Recep ayına gireceğiz… Hayatımızda bir şeyleri değiştirmemiz lazım… Sonra Şaban ayı gelecek… Şaban ayında hayatımızda bir şeyler güzelleşmesi lazım… Ondan sonra Ramazan gelecek… Ramazan ayını da en güzel şekilde ihya edip… Rabbimizin cehennemden azad edip, Cennete koyduğu kullarından olabilmeliyiz.

Yoksa zaman hep akıp geçiyor… Bakın hayatımızda kaç tane Ramazan geldi geçti… Kaç tane Regaip Kandili geçirdik… Kaç tane Recep ayı geçti…

Eğer hepsi aynı geçiyorsa… Hepsinden biz istifade edemeyip de, gelip geçip gidiyorsa; o zaman biz bu zamanları iyi değerlendirememişiz demektir… Oysa ne diyor Peygamber Efendimiz;

“Recebü şehrullâh. Recep Allah’ın ayıdır…” diyor.

“Ve Şa’bânü şehrî. Şaban ayı benim ayımdır” diyor…

“Ve Ramazânü şehru ümmetî. Ramazan da benim ümmetime Allah’ın vermiş olduğu bir aydır.”

Ve o yüzden; Recep ayı gelince Peygamberimiz… Ellerini kaldırıp…

رمضان وبلغنا وشعبان رجب في لنا بارك اللهم

“Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl… Bizi Ramazana kavuştur” diye dua edermiş…

Değerli Kardeşlerim!.. İşte bizler; bakın Recep ayına gireceğiz… Belki içimizden bazıları Şaban’ı göremeyecek… Bazıları Ramazan ayını göremeyecek…

Bu gece Regaib Kandili… Regaib; rağbet kelimesinin çoğuludur… Rağbet de; arzu, istek, emel, tutku manasına gelir... Bu vesileyle; bu mübarek Regaib Gecesinde bize düşen görev şudur… Bu gece arzularımızı, isteklerimizi, tutkularımızı, emellerimizi yeniden gözden geçirmemiz lazım…

Yaşadığımız şu zamanda görüyoruz; hiçbir şeyin değeri, kıymeti kalmadı artık... Hiç kimse hiçbir şeyden mutlu olamaz oldu… Bu gün insanlığın içine düştüğü değersizleştirme girdabının en büyük sebebi, insanoğlunun o sınır tanımayan arzuları, tutkuları ve emelleridir…

Nelerdir bunlar?.. Güç tutkusu… Servet tutkusu… Şehvet tutkusu… Makam-mevki tutkusu… Hiç istisnasız, hepimiz, hiçbir şeyle yetinemiyoruz… Sahip olduğumuz her şeyin hep daha fazlasını, hep daha güzelini istiyoruz...

İşte bütün bunlar insanoğlunu kötülüklere sevk ediyor... Böylece bütün insanlık, hepimiz bir değersizleşme girdabına sürükleniyoruz…

İşte Rağbet anlamına gelen bu Regaib Kandili bize bunu gösteriyor… İsteklerimizi, arzularımızı, emellerimizi, tutkularımızı yeniden gözden geçirerek; iyiye, doğruya yöneltmeyi, ahlaka ve hikmete gitmeyi, rağbetimizi sadece Rabbimize yöneltmeyi öğretiyor bize bu mübarek gece…

Yüce Rabbimiz, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulan cennet vatanımızı payidar, mazlum ve mağdurların umudu aziz milletimizi bahtiyar eylesin.

Bu üç aylar, mazlum coğrafyalarda zulüm ve haksızlık gören tüm Mü’minlerin felahı olsun.

Bu üç aylar, zalimlerin yenilgisinin nişanesi olsun.

Bu üç aylar, Kudüs’ün, Gazze’nin, özgür ve bağımsız Filistin’in fethi için kalplerimize diriliş olsun.