19.05.2019

PEYGAMBERİMİZİN GENÇLERLE İLİŞKİSİ

Hz. Muhammed'e (s.a.s.) ilk iman edenlerin çoğu gençler olmuştur. Peygamberimiz gençleri sever, onlara değer verir ve bu değeri daima hissettirirdi. Onlara güvenir, askeri ve idari alanlarda kendilerine mühim vazifeler vermekten çekinmezdi. İrşad faaliyetleri ve Kur'an öğretmek için çevre beldelere öğreticiler gönderirken, bunları genellikle gençler arasından seçmişti. Mesela, Birinci Akabe Biatından sonra Medineli Müslümanlara Kur'an'ı ve İslâm'ı öğretmek üzere görevlendirdiği Mus'ab b. Umeyr 35 yaşlarında idi. Elçi, zekat memuru ve kadı sıfatıyla Yemen'e gönderdiği Muaz b. Cebel ise 20 yaşlarında bir gençti. Tebük seferinde Mâlik b. Neccar oğullarının sancağını Kur'an'ı çok iyi bilen ve o sırada 20 yaşlarında olan Zeyd b. Sâbit'e vermişti. Ömrünün son günlerinde Şam tarafına göndermek üzere hazırladığı ordunun komutanlığına ise 20 yaşlarında olan Üsame b. Zeyd'i getirmişti.

Gençlerin eğitimine oldukça özen gösteren Resûlullah (s.a.s.), gençliğin ibadetler ve güzel ahlakla güzelleşeceğini bildirmiş, zamanının kıymetini bilen gençlerin en büyük mükâfata erişeceğini müjdelemiştir.
Gençlik, geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakarak yarınımız hakkında bir fikir sahibi olmak zor değildir. Çünkü gençlerimiz, maddi-manevi bütün varlığımızı teslim edeceğimiz varislerimizdir. Milletlerin kaderi, yetişmekte olan genç nesillere bağlıdır. Eğer gençler ihmal edilecek olursa bütün bir milletin hayatı tehlikeye girer, geleceği karanlık olur.

Milli seciyeye sahip bir nesilden hiçbir zaman tehlike gelmez. Tehlike, milli ruh ve dinî inançtan uzak, başka milletlerin uydusu hâline gelen yabancı ideolojilere kurban olan nesilden gelir. Gençlerini iyi yetiştirmeyen milletler, huzursuzdur. Anarşi ve terörün kıskacından kendilerini kurtaramazlar. Bu toplumlarda, sevgi, güven ve kardeşlik bağları kopar.

Gençler, çok kıymetli ve meyve vermeye müsait bir fidana benzerler. Gelişip olgunluk devresine ulaşıncaya kadar devamlı bakım ve kontrol etmek, onların terbiyesi ile meşgul olmak ve onlara iyi fikirler aşılamak gerekir. Onlar insanlık meziyetinin, yurt ve millet sevgisinin, dinî ve milli geleneklerimizin birer sembolü olarak yetiştirilmelidir.

Dinimizin muhafazasını hedeflediği değerlerden biri de neslin korunmasıdır. Nesli korumak ve devam ettirmek de çocukları sağlıklı ve uygun şartlarda bakıp büyütmek daha da önemlisi onlara nitelikli bir eğitim vermekle mümkün olacaktır.

Çocuğun hayata hazırlanması, ihtiyaç duyduğu insani ve ahlaki erdemleri kazanması, dinî ve sosyal yükümlülüklerini öğrenmesi ve ileride bunları uygulaması özellikle ebeveynin bu yönde harcayacağı çaba ile mümkündür. Onların eğitim ve terbiyelerine bir “imtihan” ciddiyetiyle bakmak ve onları yaşadığımız çağın zararlı alışkanlıklarına karşı korumak, neslin güvenliği açısından önemli bir sorumluluktur.

Günümüzde çocuk ve gençliğe yönelik sigara, uyuşturucu, alkol, kumar ve internet bağımlılığı gibi tehditlere karşı toplumun her kademesinde etkin bir mücadelenin sürdürülmesi zorunludur. Önce aile sonra da toplum, neslin maddi bakımdan korunması kadar manevi bakımdan da desteklenmesine özen göstermelidir. Ayrıca evlatlarımıza bir birey olarak saygı duymak, onların kendi saygınlıklarını kazanmalarına da önemli katkı sağlayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını tebrik ederiz.

Alanya Müftülüğü