12.04.2018

MİRAÇ KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN

13 Nisan 2018 Cuma gününü Cumartesi gününe bağlayan gece, mukaddes bir yolculuğun ve manevi bir yükselişin ifadesi olan ve pek çok ilahi lütuf ve ihsanla dolu olan Miraç Kandilini idrak edecek olmanın hep birlikte mutluluğunu yaşamaktayız.
Mirac, Peygamber Efendimizin bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan da Yüce Allah’ın huzuruna vardığı, içerisinde pek çok hikmetin bulunduğu mübarek bir yolculuktur.

Bu yolculuk, varlık düzeyinde, hakikat göğünün katmanlarında olduğu kadar, Allah’a ulaşmak için kat etmesi gereken yolu görmek isteyenlere de emsal teşkil eden kutlu bir yolculuktur. Bu anlamda Mirac, insanın erdem yolculuğunu, beşerîlikten insanîliğe yükselişini ifade etmektedir.

Peygamber Efendimizin (s.a.v) Mekke döneminde bir gece Mescid-i Aksâ’ya, oradan da semaya yaptığı hikmet yüklü bu yolculuk, onun için zaman ve mekanın da sahibi Yüce Mevlâ’nın sonsuz kudretini müşahede etme ve onun desteğine mazhar olarak risalet görevinde manevi güç kazanma vesilesi, müslümanlar için de Allah’a ve Hz. Peygamber’e bağlılığı pekiştiren bir sınav olmuştur.

Peygamber efendimizin (s.a.v) Rabbinin huzuruna kabul edilişini temsil eden İsra ve Miraç mucizesi bizlere, insanın, ilahi rızaya ve desteğe ulaştığında akıl ve idraki zorlayan derecede nice üst derecelere ulaşabileceğini gösterdiği gibi, mana aleminde yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin, öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten, her şeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini de hatırlatmaktadır.

Bu gecede farz kılınan ve bizzat Peygamberimiz tarafından mü’minlerin miracı olarak nitelenen namaz da, iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eder. Çünkü mü'min, namazda Rabbinin huzurunda durarak, sadece O'na kulluk etme ve sadece O'ndan yardım isteme fırsatı bulur. Namazda sadece bedeni ile değil özüyle, gönlüyle, duygu ve düşüncesiyle Allah’a yönelen ve Rabbi ile baş başa kalmanın mutluluğunu yakalayan mü’min, daima O’nun gözetimi ve desteği altında olduğunu hatırından hiç çıkarmaz, bu bilinçle hayat çizgisini anlamlı kılar.
Sevgili Peygamberimizin Mirac’ından ilham alarak topyekûn insanlığın her türlü ayıp, hata, vebal ve günahı geride bırakarak manevi yükselişi üzerinde de düşünmek zorundayız. Bunun da yolu, fani hevesler peşinde ömür tüketmek yerine yaşadığımız hayatın geçiciliğini fark edip Allah’a dönmek, O’nun rızasına uygun bir hayat sürmek, geride insanlık için yararlı işler yapmaktır.

Ahlaki ve manevi sağlığımızı tehdit eden, insani ilişkilerimizi ve sosyal ödevlerimizi zayıflatan bunca iç ve dış etkinin altında bunaldığımız günümüzde, Kur’an-ı Kerim’in İsra hadisesinden ismini alan suresinde yer alan ve bizlere kurtuluş yolunu gösteren şu ilahi prensipleri hatırlamakta da fayda vardır:
• Yalnız Allah’a inanıp yalnız O'na ibadet et,
• Ana-babaya iyi davran, akrabaya, yoksula, yolda kalmış kimseye haklarını ver,
• Cimrilik yapma, müsrif ya da savurgan olma,
• Açlık korkusu ve geçim kaygısı ile çocukları öldürme,
• Zinaya yaklaşma,
• Cana kıyma,
• Yetimin malına el uzatma,
• Verdiğin sözü yerine getir,
• Ölçerken ve tartarken eksiklik ve noksanlık yapma,
• Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme,
• Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, kibirlenme ve gururlanma.

Bütün bu sayılanlar, yani yapmamamız gerekenler Yüce Yaratanın katında sevimsiz ve çirkin davranışlardır. (İsra, 17/22-38) İnanç, ahlak ve maneviyat dünyamızın barış ve huzur içinde birlikte yaşamamızın vazgeçilmez değerlerine işaret eden bu ilahi buyrukları yaşamak ve yaşatmak, bizlere miracın manevi atmosferini günümüzde teneffüs etme imkânı sağlayacaktır.
Miraç Kandili, ilâhi rıza ve desteği kazanacak işler yapmamız, iç dünyamıza dönüp kendimizi sorgulamamız, kulluk bilincine ulaşarak dua ve niyazda bulunmamız için güzel bir fırsattır. Miracın, manevi yükselişimiz olduğunu, onun da gönül ve ruh temizliğinden geçtiğini asla unutmayalım.

Bu duygu ve düşüncelerle, Miraç kandilininizi tebrik eder, Miraç Kandili’nin İslâm âleminin birlik ve beraberliğine, insanlığın barış, huzur ve hidayetine vesile olmasını, başta yakın çevremiz ile İsrâ ve Mirac mucizesinin cereyan ettiği kutsal topraklar olmak üzere bütün dünyada hak ihlallerinin sona ermesini, ülkemizde ve dünyada devam eden üzücü olayların, acı ve gözyaşının son bulmasını, savaş ve şiddetin yerini huzur ve barışın almasını, yüreklerimizdeki imanı ve topraklarımızdaki emanı güçlendirmesini, milletimiz, ümmetimiz ve insanlık alemi için hayra,huzura, barışa vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyoruz.