28.05.2018

SADAKA-I FITIR NE DEMEKDİR?

1. Sadaka-i fıtır ne demektir, hükmü nedir?
Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka, artıcı olma ve üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaksızın nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi vacip olan mali bir ibadettir.
Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan bedeninin zekâtı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtır’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Diğer taraftan fitre, yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerinde önemli bir rol oynar.

2. Kimler sadaka-i fıtır vermekle yükümlüdür?
Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslüman’a vaciptir. Bireyin sadaka-i fıtır ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü, zekâtta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekâtta öngörülen, malın artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır.
Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise, fıtır sadakasının vücûbu için zenginlik ölçüsü olan nisaba mâlik olmak şart olmayıp, zengin fakir her Müslüman fitre ile yükümlüdür. Ancak bu bilginlere göre fıtır sadakası yükümlülüğü için kişinin, temel ihtiyaçlarının yanı sıra bayram günü ve gecesine yetecek kadar azığa sahip olması şarttır.

3. Sadaka-i fıtır ne zaman verilir?
Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

4. Sadaka-i fıtırın, buğday, arpa, hurma veya üzüm olarak verilmesi zorunlu mudur?
Hadislerde sadaka-i fıtırın miktarı, arpa, hurma veya üzümden bir sâ’ (yaklaşık 2.917 gram) buğdaydan yarım sâ’ olarak belirlenmiştir. Sadaka-i fıtırın bu sayılan maddelerden belirlenmesi, o günkü toplumun ekonomik şartları ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber ve sahabe dönemindeki uygulamalar dikkate alındığında, sadaka-i fıtır miktarı ile bir fakirin, içinde yaşadığı toplumdaki orta hâlli bir ailenin hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Buna göre günümüzde sadaka-i fıtır, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar, aynî gıda yardımı olarak verilebileceği gibi, bunun değerinde nakit de verilebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

5. Yurt dışında çalışan kişi, fitreyi Avrupa şartlarına göre mi yoksa Türkiye şartlarına göre mi verir?
Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden sadaka-i fıtırını vermesi gerekir.

6. Vaktinde ödenmeyen sadaka-i fıtır borcu nasıl ödenir?
Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir.

7. Sadaka-i fıtır kimlere verilir, kimlere verilemez?
Sadaka-i fıtır, zekât verilebilecek kimselere verilir. Zekât verilmesi caiz olmayan kişilere sadaka-i fıtır da verilmez.

8. Sadaka-i fıtır verirken nelere dikkat edilmeli?
Kur’an’da zekat ve sadakaların kabul edilmesi için yardımda bulunulan kişilere minnet ve eziyet edilmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Minnet, kişinin “Şunu verdim, bunu verdim.” diye her yerde verdiği sadakasını konuşması,
yaptığı iyiliği başa kakması, zekat veya sadaka verdiği insandan menfaat elde etmeye çalışması, ona karşı kibirlenmesidir. Eziyet ise, zekat ya da sadaka verdiği insanı fakirlikle ayıplamak, onu küçümsemek ve ona ağır söz söyleyerek kendisini incitmektir.

Bu nedenle gerçek mü’minler infakta bulundukları kimselere minnet ve eziyet ederek kazandıkları sevapları boşa çıkarmazlar. Fakirlerin gönüllerini alıcı güzel sözler söylemenin ve kusurlarını bağışlamanın, onları incitici ve onurlarını kırıcı bir iyilikten daha hayırlı olduğunu asla unutmazlar.

Onlara karşı son derece nazik ve kibar davranırlar. “…Biz size sırf Allah’ın rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.” (İnsân, 76/9) diyerek yaptıkları iyiliğin karşılığını sadece Yüce Allah’tan beklerler.

ZEKAT, FİTRE VE BAĞIŞLARINIZI BEKLİYORUZ
Gazipaşa İlçe Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Gazipaşa Şubesi olarak her yıl olduğu gibi bu Ramazan da Selam, dua ve hayırlarınızı emanet bilerek zekat ve fitrelerinizi emanete riayet ederek ilçemizde, ülkemizde ve mazlum coğrafyalarda ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor, Ramazan sevincini milyonlarca kardeşimizle birlikte yaşıyoruz.

Bu Ramazan ve her Ramazan, şehrimizdeki, ülkemizdeki ve dünyamızdaki ihtiyaç sahiplerinin ellerinden tutmak, yalnız olmadıklarını hissettirmek için emanetiniz olan zekat, fitre ve bağışlarınızı bekliyoruz.

Zekat ve fitrelerini vermek isteyen vatandaşlarımız kısa mesaj, banka veya Müftülüğümüze gelerek elden makbuz karşılığı zekat ve fitrelerini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırabilirler.Zekat ve Fitrelerini vermek isteyen kardeşlerimiz https://bagis.tdv.org/ adresinden online olarak da bağışta bulunabilirler. Tüm GSM operatörlerinden kontörlü hatlar hariç 5601 nolu SMS numarasına “FİTRE” yazıp göndererek fitre bağışında bulunabilirler.1 SMS bir fitre bedelidir yani 19 TL’dir.Ayrıca bağışta bulunmak isteyen kardeşlerimiz 0312 416 90 99 nolu Çağrı Merkezi’nden gerekli bilgileri alabilirler.
#GazipaşaİlçeMüftülüğü